23.08.2014

Balkabaklı Muzlu Ekmek


Son zamanlarda mucizelere inanır oldum. Bir de hayatlarımızın hiçbir zaman planladığımız gibi gitmeyeceğine...

Nasıl mı? Anlatayım.

2 hafta önce amcamların ciddi bir trafik kazası geçirdiği haberiyle ailecek sarsıldık. Direksiyonda yengemin olduğu ve aracın takla attığı kazayı amcam ve kuzenim çok ufak yaralarla atlatırken yengemin durumu bir hayli ciddiydi. Şans eseri başka bir araca veya insana çarpmamışlardı...

Yengemin kafatasının kırıldığını, beyin kanaması geçirdiğini, vücudundaki birçok yerin zarar gördüğünü söylüyordu doktorlar. Yapılan ilk müdahalenin ardından beyin kanaması durdurulup, ameliyatı yapılıp birkaç gün uyumaya bırakılmıştı yengem. Yüreğimiz ağzımızda geçen birkaç günün ardından gözlerini açıp, beyninde hiçbir hasar oluşmamış gibi konuşmaya başladı. Mucize gibiydi... Yine de emin olamadı doktorlar ve diğer tüm tetkikleri yaptılar. Sonuç: yengem gerçekten tamamen iyileşecekti! İnsan doğası gereği kendisini en kötüsüne hazırladığı için muhteşem haberlere ilk etapta inanamıyor. Ama inanın bu haber bizim için adeta bir mucizeydi!

Diğer şaşkınlığı ise, kaza anını öğrendiğimde yaşadım. Kazanın sebebi yengemin direksiyonda uyuyakalmasıymış. Tam araba takla atarken karşıdan gelen bir araçta doktor varmış ve yengeme olay anında ilk müdahaleyi yapmış; hemen acili arayıp ambulansta bir beyin cerrahı da gönderin demiş. Düşünüyorum da, eğer o doktor 3 dakika geç geçseydi o otoyoldan, yengemi belki de kan kaybından kaybedecektik.. Veya o kişi doktor değil de mühendis olsaydı mesela, şu an yengemde çok farklı bir durum söz konusu olabilirdi. Hayat ne tuhaf değil mi? Kelebek etkisi dedikleri şey bu olsa gerek. Yengem bu hafta taburcu oldu çok şükür, iyileşmesi birazcık zaman alacak ama eninde sonunda eski haline dönecek inşallah :) Artık mucizelere gerçekten inanıyorum.



Kadere de inanır oldum son zamanlarda.. O hikaye ise başka bir yazının konusu. Şimdi pek yazla alakası olmayan bir tarif paylaşıcam. Kıştan stokladığım balkabağı pürelerini değerlendirme çabası aslında. Kışa yaklaşıyoruz nitekim:) Nemden bunalmadığmız yazlar geçirsek hiçbirimiz özlemeyeceğiz bu meret kışı ama; bunaltıcı havalarda evde oturunca; yeteeeer yağmur yağsın diye haykırasım geliyor bazen :)


Herkese bol güneşli serin günler diliyorum =)

The Kitchen Snob'dan uyarlandı.

Balkabaklı Muzlu Ekmek

Malzemeler:

1 + 3/4 su bardağı un
1 çay kaşığı karbonat
3/4 çay kaşığı tuz
1 yemek kaşığı tarçın
1,5 çay kaşığı toz zencefil
1 çay kaşığı rendelenmiş muskat
1/2 çay kaşığı yenibahar
1/2 çay kaşığı dövülmüş karanfil
2 adet yumurta (oda sıcaklığında)
1 su bardağı balkabağı püresi
1,5 su bardağı esmer şeker
1/2 çay kaşığı vanilya özütü
1 veya 1/2 çay bardağı zeytinyağı
1/3 su bardağı su
1 büyük olgun muz (çatalla ezilmiş)

Tarçın Glazür için:
1/2 su bardağı pudra şekeri
3/4 çay kaşığı toz tarçın
1 çay kaşığı vanilya özütü
2 yemek kaşığı süt

Yapılışı: 

Klasik bir baton ekmek kalıbının içini hafifçe yağlayın ve fırını 180 dereceye ayarlayın. Orta boy bir karıştırma kabına un, karbonat ve tuzu eleyin. Un karışımına tarçın, zencefil, karanfil, muskat ve yenibaharı da ekleyerek karıştırın. Daha büyük bir kapta yumurtaları, balkabağı püresini ve muzu homojen bir kıvam alıncaya dek karıştırın daha sonra şekeri ekleyip iyice çırpın. Vanilya, yağ ve suyu da ekleyip biraz daha karıştırın. Sıvı karışıma unlu karışımı ekleyerek iyice birleşmesini sağlayın ve baton kalıba dökün. Önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 1 saat pişecek.

Bu sırada üzerine dökeceğimiz tarçın glazürü de tüm malzemeleri karıştırarak hazırlayalım. Tarçın glazürü pişirmeye gerek yok, aman dikkat. Pudra şekeri sütte bir güzel çözünüyor ve kıvamlı parlak bir hal alıyorlar:) 
Ekmek fırından çıktıktan sonra oda sıcaklığına gelerek soğumasını bekleyin ve tarçın sosu üzerine dökün. 




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder